Sevgili Üniversite Adayları
Çok zorlu bir 2020 bahar dönemi, stresli günler ve üniversite yerleştirme sınavları sonucu almış olduğunuz büyük başarı nedeniyle sizleri, ailelerinizi ve emek veren tüm öğretmenlerinizi kutluyoruz.
Mesleki bir yetkinlik elde etmek, sosyal ve kültürel gelişim sağlamak, hayata bakış açınıza olumlu katkı sağlamak üzere önümüzdeki dönemde başlayacağınız üniversite hayatının şu an ilk önemli günleri; tercih dönemini yaşıyorsunuz.
4 yıllık bir eğitim sonunda fizyoterapist olmayı tercih edecek arkadaşlarımız için kısa bir bilgilendirme yapmak istiyoruz.
2019 verilerine göre; ülkemizde 89 üniversitede Fizyoterapi ve Rehabilitasyon eğitimi verilmektedir. Son yıllarda artan vakıf üniversiteleri ile bölüm sayılarımızda hızla artış görüldü. Sağlık alanı ülkemizde daima aday öğrenciler ve aileleri için popüler olmuştur, bu nedenle de daha çok tercih edilmekte, daha çok vakıf üniversitesi tarafından da açılan bölümlerin başında gelmektedir.
Fizyoterapistlik mesleği, ülkemizde 1219 sayılı kanunun ek 13. Maddesinde tanımlanmaktadır. Bu tanımlama ile ilgili, uluslararası standartlarda revizyon çalışmaları sağlık bakanlığı ile birlikte sürdürülmektedir. Fizyoterapistlik dünyada otonomisi kabul edilmiş bir meslektir. Sağlığın korunması, tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin verilmesinde görev alır. 4 yıllık eğitim sürecine sahiptir. Tedavi ve rehabilitasyon, eğitim ve rehabilitasyon, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinde sağlık profesyonelleri ile bir ekip çalışması sürdürür.
Avrupa ortalaması olarak her 100 bin kişiye 83 fizyoterapist düşerken, ülkemizde 8 fizyoterapist düşmektedir. Aslında bu sayı fizyoterapistlerin Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Güvenli Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı gibi kamuda istihdamlarının artırılması ve yeterli sayıda istihdamın sağlanması ile iyileştirilebilecekken ülkemizdeki sağlık politikaları gereği halen ihtiyaca cevap verebilir düzeye ulaşmamıştır. Kamu dışında özel hastanelere, özel rehabilitasyon merkezleri, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, fizik tedavi merkezleri/klinikleri, spor kulüpleri, engelli spor kulüpleri, belediyeler, evde sağlık/bakım kuruluşları, üniversitede akademisyenler, üniversitelerde anabilim dallarına da fizyoterapistler istihdam edilmektedir.
Türkiye’de ilk mezununu 1965’de Hacettepe Üniversitesinde veren fizyoterapistlik mesleği, bugün 32 bin mezun ve yaklaşık 15 bin öğrencisi ile önemli sayılara ulaşmıştır. Pek çok meslek grubu için de fark ettiğiniz gibi devlet üniversiteleri, vakıf üniversiteleri, burslular, burssuz öğrenciler arasında üniversite sıralamasındaki başarı açısından çok önemli farklılıklar doğmaktadır. Son yıllarda her yıl yaklaşık 5-6 bin mezunun alana katılmasıyla istihdamda yarış daha fazla artmaktadır.
Bu nedenle fizyoterapi bölümleri arasında tercih yaparken (aslında tüm diğer branşlar içinde geçerlidir) daha donanımlı, yaratıcı, günceli yakalayan, teknolojiye ulaşabilen ve kullanan mezunlar olabilmeniz için belirli koşulları dikkate almanız önem taşımaktadır.
Tercih edeceğiniz üniversite ve fizyoterapi ve Rehabilitasyon bölümünü belirlerken;
- Üniversitenin Tıp fakültesi/ hastanesi olması staj olanaklarınız açısından çok önemlidir ki fizyoterapistlik stajlarda ve hasta başında pekiştirilen ve beceri geliştiren bir meslektir.
- Bölümün laboratuvar koşulları; fizyoterapi eğitiminde gerekli pratik uygulamalar için yeterli alan ve ekipmanlara sahip olmalıdır.
- Yeterli sayıda deneyimli öğretim elemanı kadrosu; Pek çok üniversitede maalesef yetersiz öğretim elemanı bulunmaktadır. Öğrenci başına düşen FİZYOTERAPİST ÖĞRETİM ÜYESİ SAYISI sizin için çok önemli olacaktır. Bir mesleği en iyi yine o meslek mensubu öğretim elemanlarından öğrenebileceğinizi unutmayarak, tercih edeceğiniz üniversitede kaç FİZYOTERAPİST ÖĞRETİM ÜYESİ, kaç fizyoterapist araştırma görevlisi olduğunu mutlaka öğreniniz.
- Bölümün daha uzun yıllardır eğitim öğretime devam ediyor olması bazı süreçlerin, uygulamaların oturmuş olması açısından önemlidir.
- Bölümün akredite edilmiş olması önemlidir.
- Bazı üniversitelerde Fizyoterapi Rehabilitasyon Bölümleri Sağlık Bilimleri Fakültesi altında yapılanmışken, bazı üniversitelerde de Yüksekokul olarak yer almaktadır. Mesleğin ülkemizdeki ilk yıllarından itibaren hep yüksekokul olarak eğitim-öğretim alan fizyoterapistler, 2000 li yılların başından itibaren Sağlık Bilimleri Fakültesi altında bir Bölüm olarak statü değiştirmiştir. Son olarak Ocak 2019 yılı itibari ile de Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü YÖK tarafından Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Fakültesine dönüştürülmüştür ve ülkemizdeki ilk ve tek fizyoterapi fakültesidir.
Sizler için 2019 verilerini esas alarak özet olarak hazırladığımız aşağıdaki tablonun bir fikir verebileceğini düşünerek paylaşmak istiyoruz.
Lisans Eğitimi- Ağustos 2020 Verileri
TC | KKTC |
TOPLAM |
|
Üniversite Sayısı | 72 (65) | 17 (15) |
89 (81) |
Bölüm Devlet
Vakıf |
30 28 (23) (İng:Atılım,Medipol,Bahçeşehir,İstinye, Yeditepe) |
- 14 (12) (İng:Lefke, Doğu Akdeniz) |
30 42 (35) |
Yüksekokul Devlet Vakıf |
5 9 (8) (Gelişim) |
- 3 |
5 12 (11) |
Sıralama Bölüm / Devlet Yüksekokul / Devlet Bölüm / Vakıf Yüksekokul / Vakıf Bölüm / KKTC Yüksekokul / KKTC |
En Yüksek 56.900 - Hacettepe 103.000 – Dokuz Eylül 34.800 – Acıbadem (Tam Br.) 169.000 – Kapadokya (TamB) 263.000 – Lefke (Tam Burs) 312.000 – İlim (Tam Burs) |
En Düşük 271.000 – Hatay MKÜ 268.000 – Kırşehir AEÜ 483.000– Yeni Yüzyıl (%50) 481.000 – Rumeli (%50 Burs) 482.000 – Girne (Tam Burs) 482.000 – Int. Kıbrıs (%75) |
Başarılı bir tercih dönemi sonrası, hayalini kurduğunuz üniversite ve meslek ile buluşmanız dileklerimizle, fizyoterapistlik mesleğinin tek sivil toplum örgütü olan Türkiye Fizyoterapistler Derneği Yönetim Kurulu olarak hepinizi sevgiyle kucaklıyoruz.
Prof.Dr. Tülin Düger
Türkiye Fizyoterapistler Derneği
Yönetim Kurulu Adına